Mirasın hükmen reddi, miras bırakanın ölümü anında açıkça belli olan veya sonradan tespit edilen borçları nedeniyle, mirasçının herhangi bir irade beyanında bulunmasına gerek kalmaksızın, yasal olarak mirasçı olmaktan vazgeçmesi durumudur. Başka bir deyişle, mirasın borçlarının varlığı nedeniyle mirasçının otomatik olarak miras hakkından feragat etmesi anlamına gelir.
Hükmen Reddin Gerekçesi
Mirasın hükmen reddinin temel gerekçesi, mirasçının borçlardan dolayı zarar görmesini engellemektir. Eğer mirasın borçları, varlıklarından fazla ise, mirasçı miras kabul etse bile borçları ödemek zorunda kalacaktır. Bu durum, mirasçının ekonomik durumunu olumsuz etkileyebilir.
Hükmen Reddin Koşulları

• Borçların Açıkça Belli Olması: Miras bırakanın ölüm anında borçlarının açıkça belli olması veya sonradan tespit edilmesi gerekir.
  
• Borçların Varlıkları Aşması: Borçların, mirasın varlıklarından fazla olması gerekir.
  
• Mirasçının İradesi: Mirasçının herhangi bir irade beyanında bulunmasına gerek yoktur.
  

• Mirasçı Olmama: Mirasçı, miras bırakanın ölümüyle birlikte mirasçı olmaktan çıkar.
  
• Mirasın Diğer Mirasçılara Geçmesi: Eğer başka mirasçılar varsa, miras hükmen reddedilen kişinin payı, diğer mirasçılar arasında paylaştırılır.
  
• Alacaklıların Hakları: Mirasın hükmen reddi, alacaklıların haklarını etkilemez. Alacaklılar, miras bırakanın mal varlığı üzerinde alacaklarını tahsil etmeye çalışabilirler.
  

• Banka hesapları: Miras bırakanın banka hesaplarındaki borçlar
  
• Kredi kartı borçları: Kredi kartı borçları
  
• Tapu kayıtları: Taşınmazlar üzerindeki ipotekler
  
• Vergi borçları: Gelir vergisi, emlak vergisi gibi borçlar
  
• Alacaklıların ifadeleri: Miras bırakanın alacaklılarının ifadeleri
  

• Mirasın reddi: Mirasçı, miras bırakanın ölümü sonrasında belirli bir süre içinde kendi iradesiyle miras kabul etmeme hakkını kullanır.
  
• Mirasın hükmen reddi: Mirasçı, herhangi bir irade beyanında bulunmadan, yasal olarak mirasçı olmaktan çıkar.
  

• Hukuki Danışmanlık: Miras hukuku karmaşık bir alandır. Mirasın hükmen reddi konusunda herhangi bir sorunla karşılaşırsanız, bir avukata danışmanız önemlidir.
  
• Zamanaşımı: Mirasın reddi için belirli bir süre (genellikle 3 ay) vardır. Ancak, mirasın hükmen reddi için böyle bir süre sınırlaması bulunmaz.
  
• Vergisel Sonuçlar: Mirasın hükmen reddi, vergisel sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle, bir vergi uzmanına danışmanız faydalı olacaktır.
  

Miras Hukukunda Denkleştirme (İade Yükümlülüğü)
Miras hukukunda denkleştirme veya iade yükümlülüğü, miras bırakanın sağlığında bir veya birkaç mirasçıya diğerlerinden daha fazla mal varlığı aktardığı durumlarda, bu durumun miras paylaşımında eşitsizliğe yol açmaması için uygulanan bir hukuki kurumdur. Yani, miras bırakanın sağlığında bir çocuğuna ev almış, diğerine araba vermiş gibi durumlar söz konusu olduğunda, bu durumun miras paylaşımı sırasında dikkate alınması ve mirasçılar arasında eşitliğin sağlanması amaçlanır.
Denkleştirmenin Amacı

• Eşitlik İlkesi: Miras hukukunun temel ilkelerinden biri olan eşitlik ilkesini korumak.
  
• Adaletli Paylaşım: Mirasçıların miras paylarının eşit olması veya yasal paylarına uygun olması.
  
• Muris Muvazaasının Önlenmesi: Miras bırakanın, miras paylarını etkilemek amacıyla sağlığında yaptığı tasarrufların etkisini azaltmak.
  

• Karşılıksız Kazandırmalar: Miras bırakanın, mirasçılarından birine karşılıksız olarak mal veya para vermesi, bir taşınmazı bağışlaması gibi durumlar.
  
• Borçların Affedilmesi: Miras bırakanın, bir mirasçısına olan borcunu silmesi.
  
• Miras Payına Mahsuben Yapılan Kazandırmalar: Miras bırakanın, bir mirasçıya miras payına karşılık gelecek şekilde mal veya para vermesi.
  

• İade: Denkleştirme yükümlülüğü olan kişi, fazla aldığı mal veya paranın değerini diğer mirasçılara iade eder.
  
• Mahsup: Fazla alınan mal veya para, diğer mirasçıların alacakları üzerinden mahsup edilir.
  
• Payın Azaltılması: Fazla mal veya para alan mirasçı, diğer mirasçılar kadar pay alacak şekilde miras payı azaltılır.
  

• Saklı Pay: Saklı paylı mirasçılar, miras bırakanın sağlığında yaptığı tasarruflar nedeniyle saklı paylarının ihlal edildiğini düşünüyorsa, tenkis davası açabilirler.
  
• Vasiyet: Miras bırakan, vasiyetinde denkleştirmeden feragat edebilir. Ancak bu feragat, saklı paylı mirasçıların haklarını ihlal edemez.
  

• Durum: Bir baba, sağlığında iki oğlundan birine bir daire, diğerine bir araba vermiştir.
  
• Sonuç: Miras paylaşımında, daire ve arabanın değeri hesaplanır ve bu değer, diğer oğlunun alacağı paydan düşülür. Böylece miras payları arasında eşitlik sağlanır.
  

• Denkleştirme, sadece yasal mirasçılar arasında yapılır. Atanmış mirasçılar (vasiyetle mirasçı yapılanlar) genellikle denkleştirmeye tabi tutulmaz.
  
• Denkleştirme, miras bırakanın ölümünden sonra yapılır.
  
• Denkleştirme davası, miras paylaşımı sırasında veya sonrasında açılabilir.
  
• Denkleştirme konusunda uzman bir avukattan hukuki destek almak, haklarınızı korumanız için önemlidir.
  

Muris (miras bırakan) sağlığında yakınlarına, çocuklarına veya diğer kişilere yaptığı bağışlar, miras paylaşımını etkileyebilir. Bu durum, özellikle mirasçıların arasında eşitsizliklere yol açabileceği için sıklıkla hukuki uyuşmazlıklara neden olur.
Muris Muvazaası Nedir?
Muris muvazaası, miras bırakanın, gerçek iradesini gizleyerek, mirasçıları zarara uğratmak amacıyla sağlığında malvarlığından yaptığı tasarrufları ifade eder. Örneğin, miras bırakanın ölmeden önce bir taşınmazı düşük bir bedelle satması veya bağışlaması gibi durumlar muris muvazaası olarak değerlendirilebilir.
Muris Muvazaasının Miras Payları Üzerindeki Etkisi

• Tenkis Davası: Eğer muris muvazaası olduğu tespit edilirse, diğer mirasçılar, bu tasarrufun iptali veya tenkisi için dava açabilirler. Tenkis davası ile amaç, miras bırakanın sağlığında yaptığı tasarrufların miras payları üzerindeki olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak ve mirasın yasal olarak paylaştırılmasını sağlamaktır.
  
• Saklı Pay: Saklı paylı mirasçılar (örneğin çocuklar), miras bırakanın sağlığında yaptığı tasarruflar nedeniyle saklı paylarının ihlal edildiğini düşünüyorsa, tenkis davası açabilirler. Saklı pay, yasanın mirasçıya tanıdığı asgari bir miras hakkıdır.
  
• Kanıtlama Yükü: Muris muvazaası olduğunu iddia eden tarafın, bu iddiasını kanıtlama yükümlülüğü vardır. Yani, miras bırakanın gerçek iradesinin, malvarlığını azaltmak veya belirli bir mirasçıya haksız kazanç sağlamak olduğunu ispat etmelidir.
  

• Miras bırakanın ölümüne yakın yapılmış olması: Ölüm döşeğinde yapılan bağışlamalar, muris muvazaası şüphesi uyandırabilir.
  
• Bağışlanan malın değeriyle ödenen bedel arasında büyük fark olması: Bedeli düşük bir karşılıkla yapılan bağışlamalar, muris muvazaası olarak değerlendirilebilir.
  
• Bağışlanan malın miras bırakanın en değerli malı olması: Miras bırakanın en değerli malını sadece bir mirasçıya bağışlaması, diğer mirasçıların haklarının ihlal edildiğini düşündürebilir.
  
• Miras bırakanın borçlarının fazla olması: Borçları olan bir kişinin malvarlığını azaltması, diğer mirasçıların zararına olabilir.
  

• Muris muvazaası, miras bırakanın gerçek iradesini gizleyerek, mirasçıları zarara uğratmak amacıyla yaptığı tasarrufları ifade eder.
  
• Muris muvazaası olduğu tespit edilirse, diğer mirasçılar tenkis davası açarak miras paylarının korunmasını sağlayabilirler.
  
• Muris muvazaası olup olmadığının belirlenmesinde, bağışlamanın yapıldığı tarih, bağışlanan malın değeri, miras bırakanın borçları gibi faktörler önemlidir.
  

Bir kişinin ölümüyle birlikte geride bıraktığı mal varlığına tereke denir. Terekenin paylaştırılabilmesi için öncelikle terekenin içindeki aktiflerin (alacaklar, taşınmazlar, taşınırlar vb.) ve pasiflerin (borçlar) tam olarak tespit edilmesi gerekir. Bu süreç, miras hukukunun en önemli aşamalarından biridir.
Terekenin Borç ve Alacaklarının Önemi

• Net Miras Payının Belirlenmesi: Terekenin borçları ve alacakları doğru bir şekilde tespit edilmediği takdirde, mirasçıların alacağı paylar yanlış hesaplanabilir.
  
• Mirasçıların Sorumluluğu: Mirasçılar, genellikle miras bırakanın borçlarından kendi payları oranında sorumludurlar. Bu nedenle, borçların tam olarak bilinmesi, mirasçıların haklarını korumak açısından büyük önem taşır.
  
• Vergisel İşlemler: Miras vergisi hesaplanırken terekenin net değeri dikkate alınır. Bu nedenle, borçların doğru bir şekilde tespit edilmesi vergisel açıdan da önemlidir.
  

• Vasiyetname: Eğer varsa, vasiyetname incelenerek miras bırakanın borç ve alacakları hakkında bilgi edinilebilir.
  
• Banka Hesapları: Miras bırakanın banka hesapları incelenerek alacak ve borç bilgileri elde edilebilir.
  
• Tapu Kayıtları: Miras bırakanın adına kayıtlı taşınmazlar varsa, tapu kayıtları incelenerek üzerindeki ipotekler ve diğer borçlar tespit edilebilir.
  
• Alacak Belgeleri: Miras bırakanın alacak belgeleri (senetler, çekler vb.) incelenerek alacakları tespit edilebilir.
  
• Borç Belgeleri: Miras bırakanın borç belgeleri (kredi kartı borçları, kredi sözleşmeleri vb.) incelenerek borçları tespit edilebilir.
  
• Vergi Dairesi: Miras bırakanın vergi borçları olup olmadığını öğrenmek için vergi dairesine başvurulabilir.
  
• Sosyal Güvenlik Kurumları: Miras bırakanın sosyal güvenlik kurumlarına olan borçları olup olmadığını öğrenmek için ilgili kurumlara başvurulabilir.
  
• Noter: Miras bırakanın noter huzurunda düzenlediği diğer belgeler (vekaletname, sözleşme vb.) incelenerek borç veya alacak bilgileri elde edilebilir.
  

• Bilirkişi Raporu: Gerekli durumlarda mahkeme, bilirkişi raporu alarak terekenin değerini belirleyebilir.
  
• Zamanaşımı: Bazı alacak ve borçların zamanaşımı süresi olabilir. Bu nedenle, zamanaşımı süresi geçmiş olan alacak ve borçlar dikkate alınmayabilir.
  
• Vergisel Sonuçlar: Terekenin borç ve alacaklarının tespiti, miras vergisi hesaplamasında önemli bir etkiye sahiptir. Bu nedenle, vergi uzmanından destek almak faydalı olacaktır.
  
• Hukuki Danışmanlık: Miras hukuku karmaşık bir alandır. Tereke paylaşımı sürecinde hukuki sorunlarla karşılaşmamak için bir avukata danışmak önemlidir.
  

Vasiyetname, bir kişinin ölümünden sonra mal varlığının nasıl dağıtılacağına dair iradesini gösteren önemli bir hukuki belgedir. Ancak, belirli durumlarda vasiyetnamenin geçersizliği iddia edilebilir ve iptal davası açılabilir. İşte vasiyetnamenin iptali için en sık karşılaşılan gerekçeler:
1. Tasarruf Ehliyetsizliği

• Yaş: 15 yaşından küçük olan veya ayırt etme gücünü kaybetmiş kişilerin yaptığı vasiyetnameler geçersizdir.
  
• Akıl Hastalığı: Psikolojik bir rahatsızlık nedeniyle tasarruf ehliyetini kaybetmiş bir kişinin vasiyeti de geçersiz sayılabilir.
  

• Yanılma: Vasiyetnamenin içeriği hakkında önemli bir hususta yanılma olması durumunda vasiyetname geçersiz olabilir. Örneğin, miras bırakanın yanlış kişiyi mirasçı göstermesi.
  
• Aldatma: Başka bir kişi tarafından aldatılan miras bırakanın yaptığı vasiyetname geçersiz sayılabilir.
  
• Korkutma veya Zorlama: Miras bırakan, korkutma veya zorlama altında vasiyetname yapmışsa bu vasiyetname geçersizdir.
  

• Hukuka Aykırı Şartlar: Vasiyetnamede hukuka aykırı koşullar veya yükümlülükler belirtilmişse geçersiz olabilir. Örneğin, bir suç işlenmesini öngören bir şart.
  
• Ahlaka Aykırı Hükümler: Vasiyetnamede genel ahlaka aykırı hükümler bulunması durumunda geçersiz sayılabilir.
  

• Yazılı Olma: Vasiyetnamenin yazılı olması ve imzalanması zorunludur.
  
• Şahitler: Bazı durumlarda vasiyetnamenin tanıklar huzurunda imzalanması gerekir.
  
• Noterlik Ücreti: Vasiyetnamenin noter huzurunda düzenlenmesi ve noter ücreti ödenmesi zorunlu olabilir.
  

• Vasiyetnamenin Tahribi: Vasiyetnamenin kasıtlı olarak tahrip edilmesi veya kaybolması durumunda geçersiz sayılabilir.
  
• Vasiyetnamenin Değiştirilmesi: Vasiyetnamenin izinsiz olarak değiştirilmesi durumunda geçersiz sayılabilir.
  

İskat, bir miras bırakanın, yasal olarak miras hakkı olan bir kişiyi mirasından mahrum bırakma işlemidir. Bu durum, genellikle vasiyetname ile gerçekleşir. Ancak, ıskatın geçerli olabilmesi için belirli şartların yerine getirilmesi gerekmektedir.


İskatın Şartları

1. Vasiyetname ile Belirtilmesi: İskanın geçerli olabilmesi için, miras bırakanın açık bir şekilde vasiyetinde kimi mirasından çıkardığını belirtmesi gerekmektedir. Bu belirtme, kesin ve anlaşılır olmalıdır.
   
2. Saklı Payın İhlali Olmaması: İskan işlemi, saklı paylı mirasçıların haklarını ihlal edemez. Saklı pay, yasal olarak mirasçının alabileceği en az paydır.
   
3. Geçerli Bir Sebep: İskanın geçerli olabilmesi için genellikle geçerli bir sebep gösterilmesi gerekir. Bu sebep, mirasçının miras bırakanın ailesine karşı kötü davranışları, miras bırakanın hayatına kast etmesi gibi ciddi nedenler olabilir. Ancak, her ülkenin hukuk sisteminde geçerli sebepler farklılık gösterebilir.
   

• Mirasçı Olmama: İskan edilen kişi, miras bırakanın ölümü üzerine mirasçı olma hakkını kaybeder.
  
• Miras Payının Diğer Mirasçılara Geçmesi: İskan edilen kişinin payı, diğer yasal mirasçılar arasında paylaştırılır.
  
• Saklı Payın Korunması: Saklı paylı mirasçılar, ıskat edilseler bile saklı paylarına hak kazanırlar.
  

• Vasiyetnamenin geçersiz olması: Vasiyetnamede şekil veya içerik hatası bulunması durumunda, ıskat işlemi de geçersiz sayılabilir.
  
• İskan sebebinin bulunmaması: İskan için gösterilen sebebin gerçek olmadığı veya yetersiz olduğu anlaşılırsa, ıskat işlemi iptal edilebilir.
  
• Aldatma veya tehdit: Miras bırakan, mirasçıyı aldatarak veya tehdit ederek ıskat etmişse, bu durum ıskatin iptaline neden olabilir.
  

Feragat sözleşmesi, bir kişinin gelecekte mirasçı olma hakkından tamamen veya kısmen vazgeçtiğini belirten hukuki bir belgedir. Bu sözleşme, miras hukukunda sıkça karşılaşılan bir durum olup, çeşitli nedenlerle tercih edilebilir.
Feragat Sözleşmesinin Detayları ve Örnek Senaryolar

• Neden Yapılır?
  • Miras Borçlarından Kurtulmak: Miras bırakanın önemli miktarda borcu olması durumunda, mirasçı adayı bu borçlardan sorumlu olmamak için miras hakkından vazgeçebilir.
    
  • Aile İçi Anlaşmazlıklar: Aile içi anlaşmazlıklar nedeniyle mirasçı adayı, diğer mirasçılarla paylaşmak istemediği için miras hakkından vazgeçebilir.
    
  • Karşılıklı Anlaşma: Miras bırakan ile mirasçı adayı arasında, belirli bir karşılık karşılığında miras hakkından vazgeçme konusunda anlaşma sağlanabilir.
    
  • Vergisel Nedenler: Bazı durumlarda, vergisel avantaj sağlamak amacıyla miras hakkından vazgeçilebilir.
    
• Feragat Türleri:
  • Tam Feragat: Mirasçı, tüm miras hakkından vazgeçer.
    
  • Kısmi Feragat: Mirasçı, miras hakkının sadece bir kısmından vazgeçer.
    
• Feragat Sözleşmesinin İçeriği:
  • Tarafların kimlikleri,
    
  • Feragat edilen miras payı,
    
  • Feragatın karşılığı (varsa),
    
  • Feragatin geri dönülmez olduğu,
    
  • Sözleşmenin yapıldığı tarih ve yer gibi bilgiler.
    
• Örnek Senaryo 1:
  • Durum: Bir baba, şirketini sadece büyük oğluna bırakmak ister. Diğer çocuklarla herhangi bir sorun yaşamak istemez.
    
  • Çözüm: Baba, diğer çocuklarıyla feragat sözleşmesi yapar ve onlar da şirkete olan haklarından feragat eder. Karşılığında, baba diğer çocuklarına farklı bir şekilde destek olabilir.
    
• Örnek Senaryo 2:
  • Durum: Bir kişi, miras bırakanın borçları olduğunu öğrenir ve bu borçlardan sorumlu olmak istemez.
    
  • Çözüm: Mirasçı adayı, miras hakkından feragat ederek borçlardan sorumlu olmaktan kurtulur.
    

• Miras Payının Diğer Mirasçılara Geçmesi: Feragat edilen pay, diğer yasal mirasçılar arasında paylaştırılır.
  
• Saklı Pay: Saklı paylı mirasçılar, miras hakkından tamamen vazgeçemezler.
  
• Vergisel Sonuçlar: Feragat sözleşmesi, vergisel sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle, vergi uzmanından görüş alınması önemlidir.
  
• Hukuki Danışmanlık: Feragat sözleşmesi, hukuki bir işlemdir ve uzmanlık gerektirir. Bu nedenle, bir avukata danışarak sözleşmenin hazırlanması ve sonuçlarının değerlendirilmesi önemlidir.
  

Miras sözleşmesi, bir kişinin ölümünden sonra mal varlığının nasıl dağıtılacağına dair, tarafların karşılıklı rıza ile yaptıkları bir sözleşmedir. Ancak, belirli sebeplerle bu sözleşme geçersiz sayılabilir.
Miras Sözleşmesinin Geçersiz Olma Nedenleri

1. Tarafların Hukuki Ehliyetinin Bulunmaması:
   • Sözleşme yapan tarafların reşit olmaması, yani 18 yaşını doldurmamış olması.
     
   • Akıl hastalığı, sarhoşluk gibi nedenlerle tasarruf ehliyetinin bulunmaması.
     
2. İrade Sakatlıkları:
   • Yanılma: Sözleşme yapan tarafların önemli bir hususta yanılması (örneğin, mirasın değeri hakkında yanlış bilgiye sahip olma).
     
   • Aldatma: Bir tarafın diğerini aldatarak sözleşmeye girmesini sağlaması.
     
   • Tehdit veya Zorlama: Bir tarafın diğerini tehdit veya zorlayarak sözleşmeye razı olması.
     
3. Hukuka veya Ahlaka Aykırılık:
   • Sözleşmenin konusu veya şartlarının kanunlara veya genel ahlaka aykırı olması. Örneğin, bir suçun işlenmesini öngören bir sözleşme.
     
4. Şekil Şartlarına Uyulmaması:
   • Miras sözleşmesinin yazılı olarak yapılması ve noter huzurunda imzalanması gerekir. Bu şekil şartlarına uyulmaması halinde sözleşme geçersizdir.
     
5. Aşırı Yararlanma:
   • Sözleşme yapan tarafların biri, diğerinin zayıf durumundan veya tecrübesizliğinden yararlanarak aşırı avantaj sağlamışsa, sözleşme iptal edilebilir.
     
6. Saklı Payın İhlali:
   • Miras sözleşmesi ile saklı paylı mirasçıların hakları ihlal edilmişse, sözleşme kısmen veya tamamen geçersiz olabilir.
     

• Sözleşmenin Hukuki Olarak Yok Sayılması: İptal edilen miras sözleşmesi, başlangıçtan itibaren hiç yapılmamış sayılır.
  
• Yasal Miras Paylarının Uygulanması: Miras sözleşmesi iptal olduğunda, miras paylaşımı yasal miras kurallarına göre yapılır.
  

Ölüme Bağlı Tasarruflar ve İptal Davaları
Ölüme bağlı tasarruflar, bir kişinin ölümü sonrası hüküm doğurmak üzere yaptığı hukuki işlemlerdir. En yaygın örnekleri vasiyet ve miras sözleşmesidir. Bu tasarruflar, kişinin mal varlığının ölümünden sonra nasıl dağıtılacağına dair iradesini belirtir.
İptal Davaları ise bu tasarrufların geçersizliği iddiasıyla açılan davalardır. Belirli sebeplerle, bir ölüme bağlı tasarrufun geçersiz sayılması ve iptal edilmesi mümkündür.
Ölüme Bağlı Tasarrufların İptal Sebepleri

• Tasarruf Ehliyetsizliği: Miras bırakanın tasarruf yaparken akıl hastalığı, sarhoşluk gibi nedenlerle ehliyetsiz olması durumunda tasarruf geçersizdir.
  
• İrade Sakatlıkları:
  • Yanılma: Miras bırakan, tasarruf yaparken önemli bir hususta yanılmışsa tasarruf iptal edilebilir.
    
  • Aldatma: Başka bir kişi tarafından aldatılan miras bırakanın yaptığı tasarruf geçersizdir.
    
  • Korkutma veya Zorlama: Miras bırakan, korkutma veya zorlama altında tasarruf yapmışsa bu tasarruf geçersizdir.
    
• Şekle Aykırılık: Tasarruf, kanunda belirtilen şekle uygun olarak yapılmamışsa geçersizdir. Örneğin, vasiyetnamenin şekil şartlarına uymaması gibi.
  
• Hukuka veya Ahlaka Aykırı Olma: Tasarrufun konusu veya şartları hukuka veya ahlaka aykırı ise geçersizdir.
  

• Mirasçılar: Miras bırakanın yasal veya vasiyetle belirlenmiş mirasçıları, tasarrufun kendilerine veya diğer mirasçılara zarar vermesi durumunda iptal davası açabilirler.
  
• Alacaklılar: Miras bırakanın alacaklıları, tasarrufun kendilerine zarar vermesi durumunda iptal davası açabilirler.
  

• Vasiyetname: Bir kişi, tüm mal varlığını yeğenine bırakır ancak vasiyetname yaparken ağır bir hastalık nedeniyle bilinçli değilse, bu vasiyetname iptal edilebilir.
  
• Miras Sözleşmesi: İki kardeş arasında yapılan bir miras sözleşmesinde, bir kardeş diğerini aldatarak daha az pay almasını sağlamışsa, aldatılan kardeş sözleşmenin iptali için dava açabilir.
  

Miras Paylaşımı Nasıl Yapılır?
Miras paylaşımı, bir kişinin ölümü üzerine geride bıraktığı mal varlığının (tereke) yasal mirasçılar arasında bölüştürülmesi sürecidir. Bu süreç, miras bırakanın vasiyeti, mirasçıların anlaşması veya mahkeme kararı ile gerçekleştirilebilir.
Miras Paylaşımının Temel İlkeleri

• Yasal Miras Payları: Vasiyet yoksa veya vasiyetnamede tüm mal varlığı üzerinde tasarruf edilmemişse, yasal miras paylarına göre taksim yapılır. Yasal miras payları, miras bırakanın akrabalık derecesine göre değişir.
  
• Vasiyetname: Miras bırakan, geçerli bir vasiyetname düzenleyerek mal varlığının nasıl paylaştırılacağını belirleyebilir. Ancak, vasiyetname, saklı paylı mirasçıların haklarını ihlal edemez.
  
• Mirasçılar Arası Anlaşma: Mirasçılar, kendi aralarında anlaşarak mirasın nasıl paylaştırılacağına karar verebilirler. Bu anlaşma, noter huzurunda düzenlenen bir sözleşme ile kesinleşir.
  
• Mahkeme Kararı: Mirasçılar arasında anlaşmazlık çıkması durumunda, mahkeme mirasın paylaşımına karar verir.
  

1. Tereke Tespiti: Miras bırakanın tüm mal varlığı ve borçları tespit edilir.
   
2. Mirasçıların Belirlenmesi: Miras bırakanın yasal veya vasiyetle belirlenmiş mirasçıları tespit edilir.
   
3. Vasiyetnamenin Değerlendirilmesi: Eğer varsa, vasiyetnamenin geçerliliği ve içeriği değerlendirilir.
   
4. Miras Paylarının Belirlenmesi: Yasal miras payları veya vasiyetnameye göre miras payları belirlenir.
   
5. Mirasın Taksimi: Miras paylarına göre mal varlığı paylaştırılır.
   
6. Borçların Ödenmesi: Mirasçılar, miras bırakanın borçlarından kendi payları oranında sorumludurlar.
   

• Veraset İlamı: Miras paylaşımına başlamadan önce veraset ilamı almak gerekir.
  
• Miras Bırakanın Borçları: Mirasçılar, miras bırakanın borçlarından sorumludur.
  
• Saklı Pay: Saklı paylı mirasçıların hakları korunmalıdır.
  
• Miras Vergisi: Miras vergisi ödenmesi gerekebilir.
  
• Hukuki Danışmanlık: Miras paylaşımı karmaşık bir süreçtir. Bu nedenle, bir avukata danışmak önemlidir.
  

• Mirasçılar Arasındaki Anlaşmazlıklar: Mirasçılar arasında miras paylaşımı konusunda anlaşmazlık çıkabilir. Bu durumda, mahkemeye başvurulabilir.
  
• Vasiyetnamenin Geçersizliği: Vasiyetnamenin şekil veya içerik bakımından bir eksikliği olması durumunda, vasiyetname geçersiz sayılabilir.
  
• Saklı Payın İhlali: Miras bırakan, saklı payı ihlal eden bir vasiyet yapmışsa, saklı paylı mirasçılar tenkis davası açabilirler.